DİĞER
“Edebiyatımız neden acı çeken, yenik ve yılgın karakterle dolu? Neden bu kadar çok acı çekiyoruz? Edebiyata neden bu kadar acı çektiriyoruz?... Başkalarının bana acımalarını sağlayan acı içindeki benliğim neden benim özbenliğim olsun? Varoluşumun bana özgü yanı, beni ben yapan tarafım illa acımda mı ifade buluyor? Neden sevinçlerim değil de acılarım, pozitif varlığım değil de negatif varlığım daha sahih olsun?”
Birkaç önemli istisna haricinde, akademik felsefecilerin ebedî hakikatler veya içgörüler söz konusu olduğunda bize büyük ölçüde pek bir şey sunmadığını düşünmekte yalnız olmadığımı sanıyorum
“O âna dek sinekler hakkında hiç düşünmemiştim” der yazar. Karşısında ölüme doğru giden sineğin durumunun yazılamazlığı, tümel dev anlamını, sınırsız yayılım içindeki o erişilmez anlamını tartarak ağır cümlesini kurar: “Yahudileri düşündüm”.
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık